Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
-- %
-- %
-- %
-- %

Toplumsal Sorunların Çözümüne Yönelik Olarak Yeni Bir Kurumsal Yapı, Kent Enstitüleri

344 defa okundu kategorisinde, 31 Ağu 2019 - 08:28 tarihinde yayınlandı

 

Toplumsal Sorunların Çözümüne Yönelik Olarak Yeni Bir Kurumsal Yapı, Kent Enstitüleri

Günümüz metropollerinde sosyo ekonomik sorunlar, toplumsal sorunlar, planlama sorunları büyük oranda yaşanmaktadır. Bu sorunların artmasıyla bireyler birbirlerinden daha fazla uzaklaşarak yalnızlaşma başlamış, değer yargıları değişerek tek tip değerler haline gelmiştir. Küreselleşme olgusu ve kapitalizm ile birlikte tüm bunlar daha yoğun olarak ve kentlerin her noktasında hissedilir olmuştur. Özellikle gelişmekte olan metropollerde, gençler hızlı değişimlerden etkilenmekte ve medya kanalıyla özendirici reklamlar ile kent içinde bilinçli olmadığı için, özendirmelerden etkilenerek kendilerini kaybetmektedir. Artık metropollerde güven, paylaşım duyguları iyice yok olmuştur ve adli suçların oranı artmıştır.

Bu noktada kentleri istediğimiz kadar fiziksel planlarla sağlıklı ve yaşabilir formlarda planlayalım, sonuç aynı olacaktır. Öncelikle insanın bilinçli hareket etmesi ve yaşadıkları mekanlara  sahip çıkmaları sağlanmalıdır. Metropollerde kapitalizm ile birlikte eşitsiz gelir dağılımı, insanların kentteki sosyal aktivitelere katılamaması söz konusudur. İşsizlik oranları her geçen gün artmaktadır. Bu sorunlara çözüm bulmak için hazırlanan tezde hedef; eğitim yoluyla insanları bilinçlendirmek, eğitimsizlik, gelir düşüklüğü, işsizlik …vb. sorunları yaşayan yerleşmelerde sorunları giderici, kötü alışkanlıkları azaltıcı çözümler üretmektir.

Hedeflenenleri gerçekleştirmek için Türkiye’de uygulanmış olan Köy Enstitüleri Uygulamasının amaç ve ilkeleri alınmıştır. Köy Enstitüleri ile insanlar hem bilinçlendirilmiş ve hem de iş içinde eğitim uygulamasıyla bireyin öğrendiklerini yaşama geçirmesi ve yaşamının her alanında kendini diri tutması mümkün olmuştur. Ayrıca dünya ülkelerinde de giderek artan toplumsal sorunları çözmede uygulanan örneklerde model olarak ele alınmıştır. Böylece toplumsal sorunları çözmek amacıyla yeni bir eğitim sistemi kurgulanmıştır: Kent Enstitüleri. Enstitü sistemiyle daha duyarlı ve bilinçli bir toplumun önü açılmış olacaktır. Sistem mahalle bazında uygulanarak ve her mahallenin enstitü aracılığı ile birbirine bağlı olması sağlanabilecektir. Bu kollektif eğitim çabasıyla belki sorunlar şu an için kökten çözülmeyecektir ancak, bu çabanın bugün başlamasıyla bundan iki kuşak sonra yaşayan insanlar daha az sorunla karşılaşabilecek ve insancıl değerler ayakta kalabilecektir.

Model olarak alınan Köy Enstitüleri, kurulduğu yıllarda nüfusun çoğunluğu kırsal alanlarda, köylerde yaşadığı için köylere kurulmuştur. Köyler hem eğitim olanaklarından yoksun idi hem de üretime katılma şansları çok az idi. Bu anlamda Köy Enstitüleri çabası salt ilköğretimi yaygınlaştırma çabası değildir. Aynı zamanda kalifiye eleman yetiştirmek adına, Türkiye’de var olan eğitmen açığını gidermek adına ve köylünün bilinç seviyesini yükseltmek adına öncü bir çalışma olmuştur. Köy Enstitüleri’nde coğrafi sınırlar belirlidir. Uygulanan modelde her yerleşme için, temel ilke ve amaçlar aynı kalmak kaydı ile bölgesel özellikler ve üretim süreci gözönüne alınmıştır. Tanzimat Dönemi’nden  günümüze Türkiye’deki eğitim sistemleri içinde, bölgesel özellikleri değerlendirerek bir bilinçlenme hareketine giden ilk eğitim sistemi Köy Enstitüleri olmuştur.

Çok kısa sürede büyük başarılar elde etmiş Köy Enstitüleri modelinin bu temel özellikleri bugünde yeni bir anlayışla hayata geçirilebilir. Toplumsal sorunlar yaşayan, geri bıraktırılmış yerleşmelere, belli coğrafi sınırlar içinde kalarak, bölgesel özellikler, potansiyeller  göz önüne alınarak uygulanması mümkündür. Böylece eğitim, sağlık, kültür…vb. sosyal ve ekonomik sorunlar yaşayan yerleşmelerde, sorunları gidermek için, insanların bilincini kuvvetlendiren, akılcı, insanî, etik değerlerini güçlendiren bir yol izlenebilir. Bilinç seviyesinin arttırılmasıyla insanlar yaşadıkları mekanlara sahip çıkabilecekler, kendi sorunlarına çözüm arayışına gireceklerdir. Yaratıcı, üretken, bilinçli bir toplum yaratılamadan nitelikli yerleşmeler yaratmak, yaratılsa dahi korumak mümkün değildir. Bu anlayış, kentsel alanlardaki sorunlar içinde düşünülmelidir.

‘Kent Enstitüleri’ diye adlandırılabilecek bu uygulama için mahalleler en uygun yerler gibi görünmektedir. Çünkü mahalle, sakinleri üzerinde büyük izler bırakacak kadar özgün bir karaktere sahiptir; coğrafi açıdan denetlenmesi kolaydır. Ayrıca, mahalleler kent bütününü oluşturan parçalardır. Mahallerde kurulacak  Kent Enstitüleri de böylece bir kentsel sistemin parçacıklarını oluşturur. Enstitü sistemi, mahallede yaşayan insanların talepleri doğrultusunda kendini değiştirebilecek; olaylara, sorunlara seri çözümler üretebilecektir. Bu sistemin uygulanması ve gerçekleşmesi ile mahalleliler mekanlarının kendilerine ait olduğunu bileceklerdir. Kentlerin ‘yaşanılabilir’ olmasının en temel formülü insanların bilincine bağlıdır.

Kent Enstitüsü sisteminin sunulabilmesi için, ekonomik hedefler, politik hedef ve stratejiler de değişikliğe uğramalıdır. ‘Bir hizmetten beklenen verimin alınabilmesi, hizmetin gerçekleştiğinin algılanmasına, kentlilerin bilgilendirilmesine, beğeni ve eleştirilerini yönetime aktarabilmesine bağlıdır. Bu konuda başarılı bir örnek olarak İngiltere’de Birmingham Kent Meclisi tarafından benimsenen temel politikaların uzantısı şeklinde oluşturulan Mahalle Forumları/ Mahalle Büroları gösterilebilir.’(Evren, 1997) Bu örnekten hareketle mahallelerdeki derneklerin ve halkevlerinin Mahalle Büroları gibi işlev görerek, Enstitü ile işbirliği içinde olması sağlanmalıdır. Böylece halkın talepleri doğrultusunda enstitü standart çalışmaları yanında hizmet yönünü değiştirebilecek kadar esnek olabilecektir.

Kent Enstitüleri vasıtasıyla mesleki eğitim, teknik eğitim ve hobi eğitimi gönüllüleri yaratılabilir. Mahallede üniversite mezunu veya öğrencisi (yabancı dil bilen, fotoğraf sanatçısı, resim, ebru, grafik, ses müziği, antrönör, bilgisayarcılar, kimyagerler…vb.) insanlar gönüllü seferber potansiyeli yaratabilir. Haftada bir ya da iki saat rutin zamanlarda Enstitü içinde, derneklerde veya okullarda ders verilebilir. Ayrıca mahalle içinde eğitmenler, gönüllü aktivitelere katılabilir. Böylece eğitmenler sadece okullarda değil, yaşamın içinde de eğitici ve yol gösterici işlevlerini devam ettirmiş olacaklardır. Bu yeni açılımlar yapabilecek potansiyeller taşımaktadır. Beans & Rice Şirketi’nin  oluşturduğu gönüllü hizmetlerde büyük başarılar elde edilmiştir. Bu yöntem hem gönüllü olarak katılımda bulunanları hem de hizmetten faydalananları daha üretici kılacaktır.

Yerel belediyeler, emlak vergisi, çöp vergisi…vs. vergi gelirlerinden bir kısmını bir sefere mahsus enstitüye tahsis ederse enstitü kütüphane, bilgasayar…vb. teçhizatını rahatlıkla temin edebilecektir.

Kent Enstitüsü öncelikle toplumsal sorun yaşayan (eğitimsizlik, işsizlik, gelir düşüklüğü….vb.)alanlarda kurulması düşünülmektedir. Fakat kentler zaten hale hazırda toplumsal sorunlar yumağı olduğu için uygulamanın etaplar halinde çeperlerden merkeze doğru konfedere olarak uygulanabileceği düşünülmektedir. Bu sistem, bir bilinçlenme harekatı olması yanında sosyal kirliliği önleyecektir.

Araştırmanın Yöntemi, Kapsamı ve Alanı

Kapsam ve Alan

Bilgi toplama alanı Gaziosmanpaşa ilçesi, Gazi, Zübeyde Hanım ve 75. Yıl Mahallelerini kapsamaktadır. Bu mahallelerde İncelenen yaş grupları, 15-29, 30-44, 45-59’dur. İncelenen yaş grupları ilköğretimi bitirmiş(15-29), iş yaşamını düzene sokmuş, evlenmiş, yerleşik hayata geçmiş (30-44) ve yetişkin çocuklara sahip(45-59) bireyleri kapsamaktadır. Gazi, Zübeyde Hanım, 75. Yıl mahalleleri ilçeden geçen  TEM Otoyolunun kuzeyinde yer almaktadır. 2000 yılına kadar, Gazi Mahallesi olarak adlandırılan yerleşim, nüfus yoğunluğu nedeniyle dört mahalleye bölünmüştür: Gazi, Zübeyde Hanım, 75. Yıl, Yunus Emre Mahalleleri. 2000 yılı nüfus verilerine göre Gazi ve Zübeyde Hanım Mahalleleri 14 500 kişi, 75. Yıl Mahallesi 15 430 kişidir.

Gazi, Zübeyde Hanım ve 75.Yıl Mahalle’lerinde  anket yapılmasının temel nedeni benzer sosyal – kültürel özelliklere sahip olmalarıdır. Anket öncesinde yapılmış keşfedici araştırmaya göre, bu mahallerdeki nüfusun büyük çoğunluğunu İç-Doğu- Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’nden gelenler oluşturmaktadır. Kent Enstitüsü mahallelerin merkezi bir noktasına kurularak; mahallelerdeki ilköğretim, lise, dernek ve halkevleriyle ilişkiler kurarak mahallenin, mahallelilerin problemlerini aşamalı olarak çözmesi hedeflenmiştir. Bu yönüyle anket sonucu kurumsal yapının işleyişine yön vermiştir.

Yapılan anket çalışmasına dayanarak hem mahallelerde yaşayanların temel özellikleri saptanmıştır, hem de mahalle sakinlerinin ( genç, orta yaş, yaşlı) yaşadıkları ortamda kendilerini ne kadar kentli hissettikleri irdelenmiştir.

Kent Enstitüleri için önceliğin komşuluk ilişkilerinin kuvvetli olduğu ancak kendi içinde sorunlar yaşayan mahallelere verilmesi planlanmıştır. Çünkü, sosyal ağın kuvvetli olması, uygulamayı çok daha başarılı kılacaktır. Buradaki başarı, etaplar halinde uygulanması düşünülen enstitü sistemini diğer mahallelere de taşıyacaktır.

Yöntem

Gazi, Zübeyde Hanım ve 75. Yıl mahallelerinin sosyo-ekonomik görünümünü, mahallede yaşayan insanların mahallerine ne kadar sahip çıktıklarını; yaşam düzeyleri, eğitim durumlarını, mahalle için, kendileri için gelecekten ne beklediklerini görebilmek için ve de Kent Enstitüsü’nün uygulama alanlarında hangi baskın işleve sahip olması gerektiğine karar verebilmek için her bir mahallede 100 denek tesadüfi olarak seçilmiştir. Anket sorularının hazırlanırken Bilgi Üniversitesi-Gülten Kazgan danışmanlığında öğrencileriyle birlikte hazırladığı Kuştepe Gençlik Araştırması 2002, model olarak alınmıştır.

100 sorudan oluşan anketler, yüz yüze görüşme yoluyla yapılmıştır. Anket çalışması 75. Yıl Mahallesi’nde İstiklal Caddesi, Zübeyde Hanım Mahallesi’nde Kazım Karabekir Caddesi ve Gazi Mahallesi’nde İstiklal Caddesi üzerinde kota örneklemesiyle seçilen deneklere yapılmıştır. Denekler her soruya büyük ilgiyle cevap vermiş, güçlük çıkartmamışlardır.

Anket sonuçları ve değerlendirmesi, Kent Enstitülerinin anket sonuçlarına göre kuramsal olarak işleyişi ile ilgili daha detaylı bilgi almak isteyen arkadaşlar bana mail adresimden ulaşabilir veya şehir plancıları odasında bir örneği bulunan tez çalışmasını inceleyebilirler.

 

Yasemin SOLMAZ YTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Yüksek Lisans Tezi,İstanbul, 2004

 

 

 

Haber Editörü : Tüm Yazıları
Yorum Yaz